İslam iki dünya mutluluğuna dair bir tekliftir. Teklif akla yapılır. Akıl teklifi kabul edip de dil ile ikrar, kalp ile tasdik ederse değişir ve dönüşür. O artık selim bir akıldır. Selim akıl, neyin doğru neyin yanlış olduğunu idrak ederek var oluş gayesine uygun bir yola girmiştir. İslam ile varoluş gayesini bulan ve selamete eren aklın imanı ile kalbini buluşturması ümit edilir.
İman, kalbin akılla buluşmasından sonra teşrif eden bir sultandır. Girdiği yeri genişletir ve sahibine nur bahşeder. İmanın girdiği kalp artık bir tasfiye sürecine dâhil olur. Kalpteki her türlü manevi virüs iman iksiri ile temizlenir. Kalbin kirleri gittikçe kalp arılaşır, durulaşır ve ışımaya başlar. Ortaya öyle güzel bir kıvam çıkar ki adına selim kalp derler.
Selim kalp, imanla genişleyen kalbin akleder hale gelmesidir. O kalbin ameli sâlih, bakışı ibret, sözü hikmet, düşünüşü tefekkürdür. İhsan kıvamına doğru sonsuz bir yolculuğa çıkmış bu kalp dostun da düşmanın da hayran olduğu mü’min yüreğidir. Mü’min yüreği Allah’ın yeryüzündeki muradının şâhididir. Şâhitlik, zalimi de mazlumu da görmek ve yardıma ihtiyacı olana ulaşmaktır.
Mü’min yüreği insanlığın vicdanının en asil ve temiz aynasıdır, çünkü nazargâh-ı ilahidir. O vicdan incindi mi yerin çıkaracağından ve göklerin getireceğinden korkmak gerekir. Mü’min yüreği diri bir yürektir; mazluma şefkatli, zalime çetindir. O yüreğin kıvamı dostu sevindirir, düşmanı korkutur. Mü’min yürek, inancın üstünlüğü ile temayüz etmiş bir yürektir. O yüreğin samimiyeti yaşadığı hakikatin mümessili olmasındadır.
Mü’min yüreğine muhtaç olduğumuz zamanlar yaşıyoruz. Güçlü ve itibarlının sefalet ve sefahati ayyuka çıktı. Uluslararası kurumlar çöktü. Küresel aklın ikiyüzlülüğü deşifre oldu. İnsan hakları, adalet ve eşitlik gibi söylemler iflas etti. Sadece soykırım ve zulüm değil, iffet, namus ve merhamet yoksunu bir organize kötülük iradeleri ve vicdanları meflûç etti. Allah’a ve mukaddese savaş açmış köksüz hümanist aklın insanı ve küreyi getirdiği yer dipsiz bir uçurumdan başka bir şey değildir.
Yaşanan bir insanlık krizidir. Krizin kaynağı modern cahiliyedir. Çare, mü’min yüreğidir. O, âlemlere rahmet Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimizin yüreğinin bir şubesi, Muhammedî ahlâkın mümessilidir. Yürekler yaşamaktan daha çok yaşatmak gayesi ile dopdolu bu yüreğe benzemedikçe krizden çıkamayız. Dünyanın her geçen gün daha çok kirlendiği, zalimin iyice pervasızlaştığı, mazlumun ahının arşa çıktığı bir zamanda mü’min yüreğinin talimi, temsili ve tebliği üzerimizdeki en büyük vecibedir.
Üç ayların bereketli iklimindeyiz, Ramazan’a hazırlanıyoruz. Bu ganimet mevsiminde şüphesiz her an kıymetlidir. Kandiller bu kıymetin zirveleridir. Miraç, namazlarımızın ihsan kıvamına ermesinin, Berat ise hayatımızı muhasebe ve murakabe ile taçlandırmanın bir fırsatıdır. Her iki gecenizi de tebrik ediyor, Ramazan’a hakkıyla erişebilmenin vesilesi bu güzel zamanlardan azami istifade niyaz ediyoruz. Bir sonraki sayımızda buluşmak ümidiyle Allah’a emanet olunuz.
YORUMLAR