Âkif merhum ümmet coğrafyasında turist olarak değil, yaşayan, hisseden bir gözlemci ve mürşid hüviyetiyle bulunmuş, okumuş, dinlemiştir. Geleceğe yönelik teklif ve davetini de tespitlerine dayandırmıştır. Yani o, tam bir içtimâî müşâhid ve mürşid konumunda olmuştur.
Akif merhum ümmet coğrafyasını -tâbir câizse- doğudan batıya (maşrıktan mağribe), güneyden kuzeye kadar büyük ölçüde gezip görmüş, oralardaki olumlusu-olumsuzuyla gerçekleri, rüyasında ya da...
Dergi yazılarını okumak için abonelik gerekmektedir!
YORUMLAR