Allah Teâlâ buyuruyor:
"Vaktaki İbrahim'in oğlu kendisiyle beraber maiyşet işlerinde sa'y edib pederine yardım eder oldu, İbrahim şefkatle oğluna rüyasını anlatmağa başladı:
- Ey oğulcuğum, ben rüyada görüyorum ki, Allah teâlâ'ya kurban için ben seni kesiyorum. Sen şu rüya hakkında ne düşünürsün? Cenab-ı Allah'ın şu ihtilasına sabır eder misin, yoksa etmez misin?" (Saffat: 102)
Fahri Razı, Hazin ve Kadi'nin beyanlarına nazaran İbrahim -aleyhisselam- leyle-i terviyede (arefe gününden bir gece evvel) bu rüyayı gördü. Fakat şeytanî mi rahmani mi olduğunda tereddüt etdi. Arafe günü tekrar görünce rahmanî olduğunu bildiğinden o güne "Arefe" denilmiştir. Üçüncü günü tekrar görünce emr-i ilâhî'nin katî olduğunu bildiğinden ve kurban kasdeylediğinden o güne "Yevm-i Nahr= Kurban günü" denilmiştir.
İbrahim aleyhisselam ip, bıçak ve balta alıp odun getirmek için dağ başlarına gideceklerini oğlu İsmail'e söyledi.
Mina denilen mahalle varınca İbrahim aleyhisselam rüyasını oğluna hikaye ile taraf-ı ilahî'den böyle bir ibtila ve imtihan olunduğunu beyan ile oğlunun reyini sorarak istişare eyledi.
Ayet-i kerime de:
"İbrahim, oğlunu kurban etmekle memur olduğunu beyan edince oğlu:
- Ey babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah sen beni sabredici kimselerden bulursun, dedi. Ne zaman ki baba -oğul her ikisi de ilahî emre inkıyad da ittifak etdiler. Böylece ikisi de Allah'a teslimiyet gösterip, babası oğlunu, alnı üzerine yatırınca;Biz: "Ey İbrahim! Rüyanı doğruladın' işte Biz iyi davrananları böylece mükafatlandırırız" diye seslendik.' (Saffat, 102-105)
İbrahim aleyhisselam teveccüh-i tam ile Hak Teâlâ ve Tekaddes hazretlerinin canib-i manevisine teveccüh etti, yöneldi ve dergah-ı ulühiyyetde kurbiyyet-i maneviyyeye nail oldu.
Beyzavî'nin beyanı veçhile, bu vak'a Mina'da huccacın kurban bayramının birinci günü kurban kesdikleri mahalde olmuştur.
İbrahim aleyhisselama kesmek istediği oğlu İsmail şöyle dedi:
- Ey babacığım, seni hareketimle rahatsız etmemem için ipimi iyi bağla, kanımdan üzerine sıçramaması, kanımı görüb annemin mahzun olmaması ve bu sebeble ecrimin noksanlaşmaması için üzerimden elbisemi çıkar. Bana daha kolay olması için de bıçağı boğazıma çabuk sür. Çünkü ölüm zordur. Anneme gittiğinde benden ona çok selam söyle. Eğer münasib görür iseniz gömleğimi anneme verin. Olabilir ki annem bununla teselli bulur.
Bunun üzerine İbrahim aleyhisselam, oğlu İsmail aleyhisselam'a şöyle dedi:
- Sen Allah'ın emrini yerine getirmekte ne iyi yardımcısın evladım!
Hazret-i İbrahim, oğlunun dediklerini yapdı. Alnından öptü. Ağlayarak onu bağladı. Sonra bıçağını alıp boğazına çalmağa başladı. Fakat bıçak kesmedi.
O anda İsmail babasına şöyle dedi:
- Ey babacığım, yüzümü yan tarafa çevir. Zira sen yüzüme bakarsan belki sende bir acımak duygusu belirir de Allah'ın emrini yerine getiremezsin. Ben de nahoş bir hareketde bulunmamak için bıçağa bakmayacağım.
İbrahim aleyhisselam bunu da yaptı. Sonra bıçağı boynuna koydu. Fakat bıçak tersine dönüyordu, işte bu anda şöyle bir nida geldi:
"- Ey İbrahim! Muhakkak ki rüyanı doğruladın! İşte biz iyi davrananları böylece mükafatlandırırız." (Saffat, 105)
İbrahim aleyhisselam bakdı ki kendisiyle konuşan Cebrail aleyhisselam Hak Sübhanehu ve Teâlâ Hazretlerinin emriyle cennetten koçu alıp makamından Allahu Ekber, Allahu Ekber diyerek gelmeğe başladı, İbrahim aleyhisselam Cebrail'in tekbirini işittiğinde bildi ki müşkilinin halli geliyor. La ilahe illallahu vallahu ekber deyip Rabbu'l-alemin'i tevhid ve tekbir eyledi, İsmail -aleyhisselam- da yatdığı yerde Cebrail -aleyhisselamın tekbirini ve babasının tevhid ve tekbirini işitdikde bildi ki Rahman olan Allah Teâlâ ve Tekaddes Hazretlerinin rahmeti zuhur etdi. O da Allahu Ekber ve Lillahilhamd diyerek tekbir ve tahmid eyledi.
İşte bu ümmete Arafe günü sabah namazından eyyam-ı teşrîk'ın son günü ikindi namazına kadar 23 vakit namazın farzını edadan sonra bu tekbiri getirmek vacib oldu.
Cebrail aleyhisselam makamında tekbire başlayıp tamamında yere indi ve İbrahim -aleyhisselam-'a:
- Hak Teâlâ sana selam edib buyurdu ki, bu koçu kulum İsmail için feda ve zebh eylesin, ikisinden de kabul etdim" deyib kerem ve mayetini tebliğ buyurdu.
YORUMLAR