Cihaddan Başka Kurtuluş Yok

Peygamber Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem bir sefer sırasında yolda yürürken Kureyşli bir delikanlının yoldan ayrılarak yürüdüğünü gördü. “Bu, filân değil mi?” diye sordu. “Evet, odur.” dediler. “Onu çağırınız” buyurdu. Genç adam gelince: “Neden yoldan ayrılarak yürüdün?” diye sordu. Genç: “Tozlardan korunmak için” deyince Canımız Efendimiz o gence: “Yoldan ayrılarak yürüme! Allah’a yemin ederim ki, Allah yolundaki bu tozlar, cennetin güzel kokularına denktir” buyurdu.

Dosdoğru yol üzerinde yürümek büyük bir fedakârlık gerektiriyor. İçimizdeki karanlık yan, yolun tam ortasında oturmuş düşman, yoldan sapanlar, yoldan çıkanlar, yolda yürüyenlere musallat olanlar derken istikamet üzere kalmak büyük bir çaba istiyor. Biz bu çabaya cihad diyoruz. Cihad; dini öğrenmek, ona göre yaşamak, dinin yaşanmasına vesile olmak ve en önemlisi Allah ile insanların arasını açanlarla mücadele ederek insanı ve fıtratı korumaktır.

Yeryüzünü ıslah iddiasıyla ifsada boğmak isteyenler bugün fıtratı hedef alıyorlar. Fıtrat, dinin üzerinde meyve vereceği topraktır. Bir diğer bakış açısı ile fıtrat Rabbimizin yazılımıdır. Teknolojik imkânlarla gözleri kamaşanlar ölümsüz ve cinsiyetsiz bir tür tasavvuruyla ilahi yazılımı bozmaya çalışıyorlar. Bu, Allah’a savaş açmaktır. Allah ile savaşanla aynı zaman ve mekânı paylaşan bizler için mücadeleden başka yol yoktur. Allah ve Rasûlü ile savaşanlarla mücadele, Allah ve Rasûlü’nün yolundan giderek yapılacaktır. Dolayısıyla cihad hem yoldur, hem de kurtuluştur. 

Ruhlarımızı düştüğü konfor bataklığından ancak cihad şuuru ile ayağa kalkarak kurtarabiliriz. Hak ve hakikat düşmanları ile kıyasıya mücadele asli hayat gayemizdir. Herkesin cihadı, kendi imkânı ve mevkiine göredir. Üzerimizdeki nimetlerin muhasebesi nasıl bir cihadımız olması gerektiğini bize söyleyecektir. Her nimet kendi cinsinden şükür ister. Allah’ın verdikleri ile O’na isyan etmemek en büyük şükür, yine bu nimetlerle O’nun düşmanları ile mücadele etmek ise en büyük cihaddır.

Temmuz sayımızda “hayat, iman ve cihaddır” başlığıyla hayatımızın temel gayesine dikkat çekiyor ve cihadı gaye haline getirmenin, hayatı din eksenli yaşamak ve yaşatmaya çalışmak demek olduğunun altını çiziyoruz. Biz dinimizi yaşar, öğrenir, yaşatır, öğretir, öğrenen ve öğreteni destekler ya da bunlarla meşgul olanları sever, buna düşmanlık edenlere de düşmanlık ederiz. Cihadı işlediğimiz bu sayımızda çeyrek asır önce dâr-ı bekâya rıhlet etmiş,  her şeyini hak yoluna bezletmiş bir büyük mücahidin Hâce Musa Efendi kuddise sirruh’un cihadını da ayrıca dikkatinize sunarız.

Yeni dönemde abonelerimize Prof. Dr. Ömer Çelik hocamızın velûd kaleminden, ebedi kurtuluş vesilemiz Kur’an’ımızdan hayat dersleri içeren kıymetli bir eser hediye edeceğiz. Nüzûl Sebeplerine Göre Kur’ân-ı Kerimden Ölçüler” isimli bu kitabımız her sene olduğu gibi bu sene de yine Altınoluk hassasiyeti ve Erkam Yayınları kalitesi ile sizlerle buluşacak. Böyle bir çalışma için bizleri kırmayarak kitabı kısa zamanda okuyucularımızın istifadesine hazır hale getiren Ömer Çelik hocamıza teşekkür ediyoruz; işleri bereketli, ömrü müzdad olsun.

Bilvesile yeni hicri senenizi ve aşure gününüzü tebrik eder, Alem-i İslam’a hayırlar getirmesini niyaz ederiz. Gelecek sayıda tekrar buluşmak üzere Allah’a emanet olunuz.

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle