“Telif ve tercüme faaliyetleriyle Filipinlerde nicelerinin hidayete ermesine vesile olan, gönül dünyamızı aydınlatan, Mü’minlerin kalben manevi tekâmülünü sağlayan, gençlerimizin eğitimini, irşadını ve hayata bakışını müsbete çeviren Erkam Yayınevi’ne, sahiplerine, müellif ve mütercimlerine dualarımızı arz ediyoruz. Zira gönderdiğiniz kitaplarla binlerce öğrencimiz dinimizi, peygamberimizi doğru bir şekilde öğrenmiş oldular.
Erkam Yayınevimizin bazı eserlerini Filipinlere götüren Muhammed Rıza Bey’in intibaları ve oralardaki hizmetlerle alakalı bazı hususları siz kıymetli okuyucularımızla paylaşmayı arzu ettik.
Filipinlerde yeni müslüman olanlara İslam’ı öğreten Üstad Ma’ruf’a Erkam Yayınevinden İngilizce olarak çıkan “Muhammed Mustafa” eserimizle “Nebiler Silsilesi”ni takdim ettik. Ertesi gün çevredeki Müslüman ahaliyle mühtediler Mescidi’nde toplandık. Burası cennetmekân 2. Abdulhamid Han Hazretlerinin 1896 tarihinde hediyeler gönderdiği bir bölge. Binaenaleyh Şeyh Ma’ruf o hediyelere atfen bölge halkına “Yüzyıl önce halifemiz hediyeler göndermişti. Şimdi, yüzyıl sonra yine hilafet merkezinden, bizim için çok kıymetli olan bu manevi hediyeler geldi” diyerek memnuniyetleriyle dualarını ifade ettiler.
Niye Peygamberinle İlgili Üç Cümle Kurmadın?
1905 tarihinde kurulan ülkenin en eski üniversitelerinden Politeknik Üniversitesinde “Muhammed Mustafa” ve “Nebiler Silsilesi” eserlerinin tanıtım toplantısı yapıldı. Biz okuldan ayrıldıktan sonra bir Hristiyan kız “Muhammed Mustafa” eserini alıp oda arkadaşına okumaya başlıyor. Enteresan olan şu ki, oda arkadaşı ilahiyat fakültesinde okuyan, aynı zamanda selefi bir aileye mensup, Müslüman bir öğrencidir. Hristiyan kız, çok haklı olarak;
-“Ben üç senedir seninle aynı odada kalıyorum. Sen şu kitapta anlatılan Peygamberi, üç senedir, üç cümleyle olsun, bana neden anlatmadın? diyerek serzenişte bulunuyor. Daha sonra da Müslüman Talebeler Birliği başkanının huzurunda Müslüman oluyor.
Bu vesile ile selefi ilahiyatçı Müslüman kız da, büyük bir merakla eserleri okumaya başlıyor. Hâlbuki kendisi daha önce yaptığımız toplantımıza ve seminerimize gelmemiş, aksine öğrencileri bize karşı, “bunlar müşrik” diyerek kışkırtmıştı. Kadere bakın ki, Hristiyan (şimdi mühtedi) bir kızın eliyle Rabbim onun da kalbini yumuşattı, elhamdülillah…
Yine bu seyahatimizde, daha evvel gönderdiğimiz kitaplar vasıtasıyla Müslüman olan 72 ailenin bulunduğu bölgede, çoluk çocuğuyla birlikte 20 aile daha ziyaretimize geldi. 3 saate yakın soru cevap şeklinde muhabbet ettik. Hamdolsun sonunda şehadet getirerek onlar da Müslüman oldular.
Gençliğin Kurtuluş Reçetesi
Ağustos ayında farklı bölge ve adalarda yapmış olduğumuz “Erkam Yayınları tanıtım toplantılarına” katılan Müslüman Ulema Konseyi başkan yardımcısı, Lanao eyaletinin müftüsü Alim Alapa, bitirmiş olduğu “Nebiler Silsilesi” eserini getirdi. Eseri Mindanao Müslümanlarının konuştuğu Maranao lisanına tercüme etmiş. Bu zat bütün Filipinler’de Kur’an ve hadis tercümeleriyle meşhur büyük bir âlim ve aynen şu ifadeleri kullandı: “Ben bundan sonra Moro gençliğinin bu eserleri ana dillerinden okumaları için bütün gayretimle tercüme faaliyetinde bulunacağım. Bu eserleri gençliğimizin kurtuluş reçetesi ve gençlerimizi tedavi edecek ilaçlar olarak görüyorum” dedi.
Kendisiyle beraber ziyaretimize gelen Moro Müslüman bölgesi yükseköğretim komisyonu başkanı Prof. Dr. Şerif Hanımefendi de duygularını şöyle dile getirdi: “Telif ve tercüme faaliyetleriyle Filipinlerde nicelerinin hidayete ermesine vesile olan, gönül dünyamızı aydınlatan, Mü’minlerin kalben manevi tekâmülünü sağlayan, gençlerimizin eğitimini, irşadını ve hayata bakışını müsbete çeviren Erkam Yayınevi’ne, sahiplerine, müellif ve mütercimlerine dualarımızı arz ediyoruz. Zira gönderdiğiniz kitaplarla binlerce öğrencimiz dinimizi, peygamberimizi doğru bir şekilde öğrenmiş oldular. Bizim için en büyük hediye, bu göndermiş olduğunuz İngilizce kitaplardır.
Bu kadar hizmet ve himmetlere mukabil, maddi olarak bir karşılık sunamasak da dualarımızla himmetlerinizin devamını arzuluyoruz. Cenab-ı Hak’tan sizlere dünya ve ahiret saadeti, sıhhat, afiyet ve uzun ömürler niyaz ediyoruz.
İslam dinini öğrenmek ve Kur’an’ı anlamak üzere bu tür eserlerin bize devamlı gönderilmesini istirham ediyoruz. Arzı hürmetle selam ediyoruz.”
Hem Kur’an’ı Hem Siyeri Ezberleyen Yetim Kız
İstanbul’daki Fasl-ı Bahar Kız Kur’an Kursu’ndan mezun olan, mühtedi Müslüman hanımlardan, şimdi yetimhanemizde hoca hanımlık yapan Cemile Abla, ziyaret ettiği bir köyde İslamiyet’i anlatıyor. Orada Juliana isimli, babası vefat etmiş, annesi ise başka biriyle evlenmiş olan 13 yaşındaki bir kız, Cemile Hoca hanımlar köyden ayrılırken ağlamaya başlıyor. Peşlerine düşüyor. Annesi de alın, kızım sizin olsun diyor. Juliana yetimlerin okuduğu Kur’an Kursuna (yetimhaneye) işte böylece geliyor. Fevkalade bir hafızaya malik olan bu yavru, nezih yetimhane ortamını görünce hayranlıkla, “Paraiso Paraiso, Cennet Cennet” demekten kendini alamıyor. Hocalar da, bu vesileyle ismini Cennet koyuyorlar. Hafızlığa devam eden Cennet kızımız, bir yandan da Efendimiz’i (s.a.v) anlatan “Muhammed Mustafa” ders kitabını okuya okuya ezberliyor. Yani 13 yaşında bir yandan Kur’an-ı Kerim’i ezberlerken, diğer yandan “Muhammed Mustafa” kitabından Efendimiz’in (s.a.v.) siyer-i nebisini ezberliyor.
Sonuç olarak, Erkam Yayınları’ndan her sene buraya gönderilen kitaplar, binlerce ailenin İslamiyet’le hidayetinde, Müslümanların İslamiyet’i doğru anlamalarında, Moro coğrafyasında İslam’ın istikbalinde çok büyük rol oynamaktadır. Gönderdiğiniz kitaplar, dinimizin sağlam temeller üzerine bu coğrafyada ihya ve inşasına vesile olmaktadır. Bu eserlerin tebliğ, temsil ve irşad faaliyetleri yürüten her bir cami imamının kuvvetli bir dayanağı olduğunu söylemek, asla bir mübalağa değil, bir durum tespitidir. Rabbim sizlerden ebediyen razı olsun.
YORUMLAR