İlahi bir kanundur; her şey zevâle gider. Doğan büyür, büyüyen kemâle erer. Kemâl zirvedir; zirve ise iniş, bitiş ve yok oluşun başlangıcıdır. Fani âlemde bu hakikatin tek bir istisnası vardır o da manevi irtifadır.
Allah'a doğru giden yolun da yolcunun da zevâli yoktur, çünkü yolculuğun nihayeti yoktur. Sonlu bir hayatın içinde sonsuz bir seyir zevâli olmayan kemâli arar. Yolcu durmazsa yol da bitmez, seyir de, terfi de… Bitti diyenin gayreti bitmiş, duran kendisi durmuştur.
İslam, her şeyin zevâle gittiği şu âlemde sonsuz kemâli arayıp bulmanın yoludur. “İslam olanlar, rüşd yolunu arayıp bulanlardır” (Cin, 14) ilâhî fehvasınca Allah'a teslim olan, mükemmellik yoluna girmiştir. O behemehâl terfi edecek, sonsuza doğru bir seyir tutturacaktır.
Sonsuza doğru seyrin ilk menzili rüşd makamıdır. Rüşd, doğruyu tercih edebilme, doğru yolda olabilme olgunluğudur. İslam dairesine girerek râşid olanlara Allah imanı sevdirir, onu kalplerinin meylettiği bir çekiciliğe kavuşturur. Allah râşidlere küfrü, fıskı ve isyanı da çirkin gösterir.
İman, tadına varılan bir şey olduğunda ufukta ihsan menzili gözükür. İhsan, güzel Allah'ı görüyormuş gibi güzel yaşamak ve güzel işler yapmaktır. Güzel işin adı sâlih ameldir. Sâlih amel, iyilik zinciri doğuran ameldir. İhsan kıvamında güzellik çoğalan ve çoğaltan bir mahiyet kazanır.
İhsanın en büyük mükâfatı ilahi sevgiye ulaşmaktır. Allah muhsinleri sevdiğini ifade etmiştir. İslam'dan imana ve oradan da ihsana giden yol sevgi ödüllü bir güzel insan olma yolculuğudur. Allah'a teslim olmakla başlayan bu sürecin her nefesi bir terfi vesilesi olabilir. Yeter ki Allah’a teslimiyet gösterilsin.
Modern insan teslimiyeti acizlik olarak görüyor. Teslimiyet acizlik değil, Allah nezdindeki mevkiini bilmektir. İnsan Allah’ı unutup kendisini tek değer ölçüsü olarak görmeye başladığı andan itibaren cahiliye çukuruna tekrar yuvarlandı. Şimdi o çukurda, kalbindeki üç virüsle debeleniyor.
Üç virüs… Apateizm, hedonizm ve paraizm… Modern cahiliyenin insanı dini değerleri önemsemiyor; haz ve keyif odaklı olmayan hiçbir şeyle ilgilenmiyor ve kendi elleriyle yaptığı en büyük putuna, paraya tapıyor. Üç virüsün ortaklaşa yaptığı tahribat adına dünyacı diyebileceğimiz modern cahiliyenin insan modelini doğurmuştur.
Dini değerleri umursamayan, sadece hazzının peşinden giden ve bunu temin edecek araç olan parayı kutsayan dünyacılık hastalığının şifası Allah katındaki tek din olan İslam'dadır. Müslüman olmak, Allah’ın hakkımızdaki muradı İslam’ı hayatın merkezi yaparak ufkunda iman ve ihsan menzilleri olan bir olgunluk yolculuğuna çıkmak demektir. İslam, olgunluğun arayışı; iman, olgunluğun hayata yansıması; ihsan ise ortaya çıkan bu yansımanın ilâhî bir boyuta taşınmasıdır.
Bu sayımızda işlemeye çalıştığımız İslam’dan ihsana mükemmellik yolculuğu modern cahiliyenin nemelazımcı, hazcı ve paracı illetinin şifasıdır. Kendisini tek karar mercii görme çılgınlığı ile zıvanadan çıkmış insanlığın tekrar fıtrat ayarlarına dönmek için İslam’dan ihsana uzanan yoldaki seyirden başka çaresi yoktur. Bu düşüncelerle sizi dergimizle baş başa bırakıyor, İslam’ı güzel yaşamak eksenli dopdolu içeriğimizin istifadeye medar olmasını niyaz ediyoruz. Bir sonraki sayımızda buluşmak ümidiyle Allah’a emanet olunuz.
YORUMLAR