Kâinatta Mizan İnsanda İzan

Hâlid bin Velid radıyallâhu anh’a bir aşiret reisi: “Bize Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimiz’i anlatır mısınız?” diye sormuştu. Hz. Hâlid: “Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimiz’in o ebedî güzelliklerini anlatmaya güç yetmez. Hele tafsilatıyla anlatmamı istersen, bu hiç mümkün değil!” dedi. Reis: “Bildiğiniz kadarıyla anlatın! Kısa ve öz olarak târif edin!” deyince Hâlid bin Velid radıyallâhu anh şu karşılığı verdi: “Gönderilen, gönderenin kadrince olur! Yani gönderen, Âlemlerin Rabbi olduğuna göre, gönderilenin şanını, var sen hesap et!”

Şu içinde yaşadığımız ve pek azına vakıf olduğumuz kâinat için de aynı ifadeyi kullanabiliriz herhalde. Yaratan Rabbimiz olunca onun ihtişamının hesabını kim yapabilir? Hesap yapamasak da âlemleri bir hesap ve kader içerisinde (mizan) yaratan Rabbimizin hesaba ve ölçüye verdiği önemi tefekkür etmeliyiz. O kendi yaratmasında hiçbir düzensizlik göremeyeceğimizi ifade ediyor. Hatta “çevir gözünü de bak, bir kusur, bir çatlaklık görebilecek misin?” diye meydan okuyor. Bu meydan okuyuşun ibretli bir tarafı var. Gözün eksiğini bulamadığı ölçü, bizim insan olarak Rabbimizle kuracağımız münasebeti de tayin etmelidir. Bir diğer tabirle ilâhî mizan, insandaki izanın da ölçüsü olmalıdır.

Kâinattaki muhteşem ölçü ve denge, insanı izan sahibi yapmak içindir. İzan sahibi insan mevcut ölçüyü bozmaz, korur; dengeyi muhafaza eder. Kur’ân’ımızda vezn, adalet ve kıst kavramlarının geçtiği her ayet bunu ihtar eder. Rahman Suresi 7. ayette geçen mizan kavramı kâinattaki fiziki denge kadar, insanın maddi ve manevi bütün münasebetlerinin dengesini de ifade eder. Dünyadaki mizanın gerçekleşmesi, Allah’ın insanlar hakkındaki muradı olan dininin tesisi ve tatbiki anlamına gelir. Bu mânâda İslam’ın ölçüleri ilâhî ölçülerdir ve ifsada karşı izanın teminatıdır. İlâhî ölçülere riayet edilmediği takdirde izan gider, mizan bozulur.

İnsanlık bugün Rabbimizin “sakın bozmayın” diye ihtar ettiği mizanın fesadı için uğraşan, izan yoksunu bir garabetin içerisinde sanki. Değişim ve dönüşüm denen ve nereye gittiği konusunda kimsenin fikrinin olmadığı akışı başka nasıl izah edebiliriz? Suretlere, genlere ve tabiata yapılan beşerî her müdahale muvazenenin biraz daha kaybedilmesine yol açıyor. Bu fıtrî, tabiî ve ilâhî olana karşı açılmış bir savaştır. Allah ile savaşan kendi hakikatini unutmuştur ki bu zaten iflas demektir. “İlâhî Ölçülerle Oynamayın” kapağımız bu manada bir çığlıktır. İnsanın, insanlığını yitirmesi ve Rabbinden uzaklaşması bir ölçü üzerine kurulmuş şu âlemin çivisinin çıkması demektir.

Yeni dönemde abonelerimize hediye olarak verdiğimiz Kıssa Sohbetler kitabımızın dağıtımı devam ediyor. Müslümanca yaşamaya dair Peygamberimiz, Sahabe ve Hak dostlarının güzel ve müşahhas misallerini bir arada sunan kitabımız, Rabbimizi insanlara ve insanları Rabbimize sevdirmek için çıkan dergimizin müstait gönüllere erişmesine de vesile olsun diye dua ediyoruz. Bu çerçevede abone olmak ve ilave bir abone bulmak hususundaki gayretlerinizi esirgememenizi istirham ediyoruz. Bir sonraki sayımızda buluşmak ümidiyle hepinizi Allah’a emanet ederiz.

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle