Teknolojinin insanı hayrete düşüren ilerlemeleri karşısında, gündemimize “teknoloji ahlâkı” diyebileceğimiz zaruri bir alan girmiş bulunmaktadır. Esasen ahlâk, teknolojiye değil, onu kullanan insana ait bir keyfiyettir. İnsan bozulunca, en masum nime
Aslında insanın sosyal medya ile ilişkisi, o alanda “ne olduğu” ile ilgili bir konudur. Tıpkı hayatın farklı alanlarında “ne olduğu”nun önemli olması gibi. Mesela “Baba” olarak nesiniz, “anne” olarak nesiniz, “evlad” olarak nesiniz, “işadamı” olarak
Büyük günahlar, haramlar, aşılmaması gereken Allah’ın çizdiği sınırlardır. Hatırlayalım mı? 1- Kalble ilgili olanlar: Şirk, günahta ısrar, Allah’ın rahmetinden ümit kesmek, azabından emin olmak. 2- Dil ile ilgili olanlar: Zina iftirası, yalancı şah
Var mı bir iş Allah için yorulmaktan daha aziz? Hem o aziz yorgunluk her bir nimetten daha leziz! Bunu söylerken kendimden pay biçiyorum. Sana, senden bir cüz gibi bakarken kendimce tavsiyeler vermek istiyor ve böylece, hayırlı bir iş yapmış ol
Dillerde yaygın olarak dolaşan “dünyada rahat yoktur” ya da “dünya rahat yeri değildir” cümleleri1, günlük hayatın, sebebi bilinen ve bilinmeyen sıkıntılarla dolu olduğu gerçeğini yansıtır. En çok da sebebi bilinmeyen sıkıntılar can sıkar. Esasen hem
Tartışılmaz gerçeklerin başında ölüm gelir. Ondan kaçıp kurtulmak mümkün değildir. Kaçmaya çalışmak da zaten anlamsızdır. Zira hayata anlam kazandıran ölümdür. Kapısı ölümle aralanan başka bir hayat yoksa bu hayatın da bir anlamı yoktur. İmtihan için
Nasıl bir hayat sürmek istiyoruz? Kiminle beraberiz? Hangi ortamlarda vakit geçiriyoruz? Ne ile meşgulüz, zamanımızı nelerle dolduruyoruz? Bütün bu sorularla varılmak istenen tek bir hedef vardır, o da kâmil bir insan olabilmek, kıvam bulmuş olgun bi
Gönlün tek şifası, Efendimizin yoluna baş koymaktır. Eğer kendimizi dünya alemine kaptırmazsak ve eğer kalbimizdeki putları kırarsak, Hz. Hamza ve Hz. Hüseyin’den öyle bir istifade ederiz ki hayatımız nur ve merhametle dolar. Hiçbir din, hiç bir ina
Merhum Musa Tobbaş kuddise sırruh Üstadımız “Tasavvuf ve Mârifetullah” adlı eserinde mârifetullah ilmi ile ilgili şu bilgileri verir: “-Mârifetullah ilmi, hududu, sınırı, nihayeti olmayan bir ummandır. Bütün kâinatı içine alan ilm-i ilâhidir. Bu, ta
Kur’an-ı Kerim, Allah Teala’yı tanıtan bir kitaptır. Adeta bu gaye için indirilmiş gibidir. Şöyle bir meal-tefsir hatmimizi “Acaba mukaddes kitabımız Yüce Rabbimizi nasıl tanıtıyor? Bizim nasıl bir ma’rifetullah şuuruna sahip olmamızı istiyor?” gözüy
