Çocuklara telefonları verip ne izlediklerine bakmamak nasıl bir aymazlıktır, nasıl büyük vebaldir. Çocuklarımız bize emanet. En güzel şekilde korumalıyız. Pırlantalarımız, mücevherlerimiz olsa ortalığa bırakır mıyız? En güvenli yerde mi saklarız? Ema
Mekke müşriklerinin 8-10 yaşındaki kızların hayatına son vererek şereflerini kurtardığı bir dünya geride kalmış olabilir, şimdi iman ve ahlâklarını önemsememe pahasına kendi şeref ve saygınlığımızı kurtarma, bir mecliste çocuklarımızın kariyerleriyle
Salih kulların varlığı Efendimiz aleyhisselatüvesselam'ın varlığına bağlıdır. Bizler de sadece muhabbet ve tâzim gereği olarak değil aynı zamanda varlığımızdaki Muhammedî nura olan bağımız gereği Efendimiz aleyhisselatüvesselam’a salat ve selam eder,
Muhterem Okuyucularımız; İnsan, bir muammâ… Girift bir bilmece… Tam olarak anlaşılamayan, derinliklerine ve sırlarına ulaşılamayan esrarengiz bir kutu… Tam “Çözdüm, tanıdım!” dediğin anda, her şeyin başa sardığı, aslında hiçbir şey bilmediğimizin or...
Birçok problemimizi çözmeye çalışırken çocukluğumuza doğru yolculuğa çıkmayı, sadece bir farkında oluş hâli açısından kâle almalıyız. Çünkü modern psikolojinin tesiriyle anne-babalarımıza düşmanlık beslemenin, onların hatalarını ayrıntılarıyla deşip
Yetişemediğimiz dünya yarışında, ilimden, sohbetten, hizmet çalışmalarından uzak kalındığı zaman fırtınaya kapılıp gitmemek elde değil!. Bunun çok daha vahim olanı ise, içerisinde yaşanan durumun kronikleşerek “kanıksama” hâline gelmesidir. En doğru
Hazret-i Mevlânâ’nın Bakışıyla İnsan
Kâinâtın göz bebeği ve âlemlerin özü olan Âdemoğlunun doğumu da kâinâtın doğumu ile benzer aslında... Âciz insanoğlunun idrâkini zorlayan bu sancılı ve esrarengiz vetirenin, sonsuz kudret ve azamet sahibinin dilemesiyle en mükemmel şekilde nasıl işle...
Hamilelik döneminde hiç ağrı ve eziyet hissetmeyen Fâtıma Hanım, bu süre zarfında devamlı sûrette hayırlı, iç ferahlatan rüyalar görmüştür. Hamileliği gibi doğumu da zahmetsiz ve kolay olmuştur. Bu yavruya, “her şeye gücü yeten (el-Kâdir olan) Allâh’
Yaptığınızı tekrar tekrar düşünün… Bir nefreti îlân için belli bir yere geliyorsunuz. Düşüncenin heykelleşmiş şeklini andıran bir sütunun önünde duruyorsunuz ve Allâh’ın yüceliğini haykırarak, rızâsına tâlip olduğunuzu vurgulayarak, şeytana nefretini
