Dergimiz yazarlarından Merve Güleç Hanımefendi’nin yazılarını yıllardır Şebnem’de ilgiyle takip ediyorduk. Şimdi bu yazıların bir kısmı, “Kalbini Sahibine Bırak” adıyla neşredildi. Kitap, kendisini şöyle takdim ediyor: “Kalp, bedenimizde hayatın me...
Cami bizi, yerde yaşadığımız halde göklere doğru yükseltiyor. Onun için beş defa miraç şansı buluyoruz. Evet, bedenimiz yerde belki ama aslımız olan ruhumuz göklere yükseliyor.
Bugün ekranlardan vicdanlara sızan necaseti engellemek ve karşılığında iyiliği öncelemek belli bir grubun ya da görevlilerin vazifesi olarak görülemez. İkaz ve nasihat, nasıl kötülük 1’ler ve 0’larla her tarafa yayılıyor ve her göze, kulağa ve zihne
Etrafımızda gördüğümüz çözülmelere ve gevşemelere karşı hatırlatmaktan vazgeçtiğimiz an, nefis ve şeytanın vesveselerine mağlup olduğumuz andır. İçimizden kızmak ve ayıplamak yerine hakikati hatırlatmayı seçmek Rabbânî ve nebevî bir davranıştır. Nasi
Ben kendi nefsimden memnun değilim ki kendimi bırakıp da başkaları hakkında bir şey di-yeyim. Eğer insanlar, diğer insanların günahları konusunda Allah’tan (cc) korkarlarsa işte o zaman kendi nefisleri konusunda emin olurlar.
Her platformda ve herkese karşı hakkı dile getirmeye de sonuna kadar sabretmek gerekir. Batılın karşısında durmak bir tercih değil, aksine bir zorunluluktur. Yılan bize dokunmasa da bizim ona dokunmamız ve onu bertaraf etmemiz gerekir. Zira bugün biz
Kâfir, insanlığın ve insanların yüz karasıdır. Kâinattaki külli hiyerarşiye başkaldırmış, külli teslimiyetin dışına çıkmıştır. Bu cihetten en büyük terörist konumundadır. Çünkü en büyük terör Allah’a ve onun rızasına karşı olan terördür.
Hazreti Mevlânâ hakkında söylenmiş sitâyişkâr sözlerin, yüzlerce, belki de binlerce yerli ve yabancı ilim adamının, bir o kadar şâirin ve edebiyatçının konuyla ilgili ifâdeleri ve yazıları, tahminlerin çok üstünde, büyük bir yekûn tutmaktadır. Mevlân...
Semûd kavmine mucize olarak verilen deveyi, o toplumun en azgını ve en bedbahtı olan Kudar b. Sâlif kesmişti. Deveyi bu azgın kişinin kesmesine rağmen Şems Sûresinin 14. âyetinde, “Deveyi kestiler” şeklinde fiil “akarû” şeklinde çoğul olarak kullanı
Öğüt ve tavsiyenin kaynağı ilâhi irade yani Allah Teâla ve O'nun Rasûlü olunca muha-taplara düşen, "duyduk ve uyduk" teslimiyetidir. Bir başka anlatımla kesin ve sahih nass-lara dayanan dinî öğüt ve tebliğlerin, emir ve yasakların kabulle
