HOŞGÖRÜ-ŞEFKAT
Acımayan insana, insanlığı hak etmez Merhamet etmeyene Allah merhamet etmez
Acımayan insana, insanlığı hak etmez Merhamet etmeyene Allah merhamet etmez
Bir ışık belirdi arş-ı aladan, Geçtim güzel yardan serden baladan, Beklediğim haber geldi sıladan, Toplayıp yükümü çıkıp ta gittim.
Gönül giderse Gül’ün izinde, Yollar açılır gül denizinde. Elbette olur “kalp krizinde” İsmi şerifin cana şifalar, Lütfunla biter cevr ü cefalar.
Besmelesiz başlanan her iş bereketsizdir O işte tat tuz olmaz, sonuçta lezzetsizdir
Gelinlik kız gibi olmalı mü’minin hali. Öyle firasetli, öyle iffetli, öyle hayalı.
Ya Rabbi, zikrinle, coşar çağlarım, İlm-el yakin iman, haşyetullah ver, Allah, der aşk ile, yanar ağlarım, Fenâ makamında, rızaullah ver,
Ya Rabbi, dininde, sabit kıl beni, Hâdi sensin, iman, senin Allah’ım… Lûtfeyle kalbimde, bulayım seni, Âlim sensin, irfan, senin Allah’ım… Seni sevmek benim, gerçek niyetim, Zatına dost olmak, bütün gayretim, Ya Rabbi, yakin ver, artsın hayreti
Tüm renklerden sır saklamış kışına, Yeşil bahar, sarı güzün güzeli… Davet gelmiş dört mevsimin dışına, Yazın yola çıkmış hüzün güzeli… Bilmem ne hikmetler, gizler içinde, Kaç yetim yüreği sızlar içinde, Parmak izi dahil izler içinde, Habibin i
Nebî’nin mihmandârı, gönüllerin sultanı Derdini gül eyledi, yoktu çilesiz an’ı Menzile varmak için nefsini kul eyledi Sünnet-i seniyyeyi kendine yol eyledi Hicretten evvel giydi hakikat libasını Yüzüne bakan gördü, müminlerin hasını
Duy, nefesten ince bu cân; Aşkla ara sen seni bul!.. Gör, sendedir Arş-ı Rahman; Aşkla ara sen seni bul!.. Dön, ibretle bak devrâna; Seyr ü sülûk indi câna! Yedi nefsi sor Kur’ân’a; Aşkla ara sen seni bul!..