TASAVVUF

Celvet veya Halvet Der-Encümen

Celvet, bir kimsenin vatanından ve ailesinden uzak düşmesi; kılıç ve ayna gibi şeylerin pasının silinmesi, parlatılması; bir şeyin ortaya çıkması, zahir olması anlamınadır lügatte. Tasavvuf ıstılahında ise "halktan uzaklaşıp tenhada Hakk ile başbaşa ...


Yüce Rehberimiz Sevgili Peygamberimiz

Hilkatte ve fıtratta en güzel, ahlakta en mükemmel, varlığın sebebi, alemlerin rahmet peygamberi, insanlığın yegane önderi, vahyin mihveri, Kur'an tebliğcisi, ahiret müjdecisi Hz. Muhammed Mustafa (s.a), bütün silsilelerin çıkış noktası, en büyük ve ...


Hilye-i Pâk-i Muhammedî

Hadis ve sîret kitapları O'nun sûret güzelliğine ait bulunan hilyesini genel olarak şu ifadelerle anlatır: Peygamberimiz (s.a) uzuna yakın orta boylu idi. Halk arasında bulunduklarında mehabetleri sebebiyle herkesten uzun görünürdü. Boyu, azaları ve...


Hz. Ebubekir Sıddîk (r.a.)

"Güneş, peygamberler hariç, Ebû Bekir'den daha faziletli bir insan üzerine doğup batmamıştır." Allah Rasülü (s.a.) buyurur: "Allah'ın benimle gönderdiği ilim ve hidayet, yeryüzüne sağnak halinde yağan yağmura benzer. Kara parçasının bir kısmı bu ...


Selman el-Farisî (r.a.)

Hilye-i Selmân-ı Pâk Selman uzunca boylu, buğday tenli, gökçek yüzlü ve sık sakallıydı. Bünyesi sağlam ve güçlüydü. Dostluğu külfetsizdi. Samimi ve geçim ehli bir zattı. Altın silsilemizin üçüncü halkası Allah Rasülü'nün "bizden ve ehl-i beytimiz...


Kasım Bin Muhammed -radıyallahu anh-

Selman Farisi'den sonra, "altın silsile" tabiîn nesline geçiyor. Emanetin sahibi bu sefer Hz. Ebû Bekir'in torunu Kasım bin Muhammed. Künyesi de Ebu Muhammed. Annesi İran hükümdarlarından Yezdcürd'ün kızı. Bu yüzden Hz. Peygamberin torunu İmam Zeyne'...


Ca'fer-i Sâdık (r.a.)

Şemâili Ebu Abdullah lakabı ile anılan Ca'fer, Sâdık lakabının sahibidir. Hayatında hiç yalan konuşmadığı için bu lakabı almıştır. Ca'fer güleç yüzlü, tatlı sözlü bir zattı. Başı büyükçe, cismi nurluydu. Teninin rengi beyaz kırmızı karışımı pembesiy...


Bayezid Bistâmî

ŞEMÂİLİ Bayezîd-i Bistamî, sûreti itibarıyla Hz. Ebû Bekir (r.a)'a benzerdi. Uzunca boylu, zayıf bedenli, beyaz tenliydi. Seyrek ve ak sakallı, çukurca gözlü idi. "Sultânu'l-ârifin" diye anılırdı. Selman-ı Fârisî'nin memleketi olan İran 'dan yetişen...


Ebu'l -Hasan Harakânî

HAYATI Altın silsilenin yedinci halkası yine İran'dan; Bistam'a bağlı Harakan'dan. Bâyezîd Bistâmî'nin hemşehrisi ve türbesinin bekçisi. O'nun rûhâniyetinden feyz alarak "üveysî" tarikla yetişti. Adı Ali bin Ca'fer, künyesi Ebu'l-Hasan, nisbesi Mu'...


Ebû Ali Farmedî

Altın silsilenin sekizinci halkasını oluşturan Ebû Ali Farmedi, tasavvuf tarihimizin yıldız şahsiyetlerinden Ebû'l-Kasım Kuşeyri'nin talebesi, İmam Gazzali'nin şeyhi ve üstadı. Ebû Ali Farmedi, Horasan'ın Tuş şehri yakınındaki Farmez'den. Asıl adı F...