Yıllar önce aynı mekânda Müslüman, Yahudi ve Hıristiyan demeden kılıçtan geçirilen sivil halk vardı, bugünse şehirde tüm gücüyle esen eman rüzgârları hâkimdi. Fidyesini veremeyen yaşlıların, kocasını kaybetmiş dul kadınların hiçbir karşılık ödemeden şehri terk etmesine müsaade edilmiş, dünyadaki tüm Hıristiyanların, hatta frank haçlıların bile istedikleri zaman haccetmek için Kudüs’e gelmesi için izin verilmişti. Belki de o gün İslam’ın güler yüzü karşısında insanlığın kalbiydi fetholunan.
Yaz mevsimi, yine olanca sıcağıyla bastırmış, her şeyi kasıp kavuruyordu. İnsanlar nefes alamıyor, ürkek hayvanlar dışarı çıkmak için havanın kararmasını bekliyordu. Dalların arasına saklana...
Dergi yazılarını okumak için abonelik gerekmektedir!
YORUMLAR
-
İlk yorumu yapan siz olun!