Kur’ân Gönlümüze Sünnetle İner

Amentü esaslarından bir tanesi de kitaplara imandır. Biz Rabbimizin indirdiği bütün kitaplara, Rabbimizin indirdiği şekliyle iman ederiz. Kitaplara iman etmek, peygamberlerin varlığını zorunlu kılar, çünkü kitaplar, onlara gönderilmiştir. Kitaplara önce peygamberler inanmış, kitaplarla murâd edileni önce onlar yaşamıştır. Bu mânâda her peygamberin hayatı, varsa kitabının fiili tefsiridir. O tefsir insanlar arasında kabul görerek bir hayat tarzına dönüşürse indirilen kitap korunmuş olur. Kitaptan murâd zaten yaşanması, “ne güzel kul” kıvamında örnek insan tipine vesile olmasıdır.

Bugün korunmuş tek kitap Kur’ân-ı Kerim’dir. Bilfiil yaşanmakta ve kendisine iman edenleri diriltmeye devam etmektedir. Bunun en mühim vesilesi ise Peygamberimiz sallallâhu aleyhi ve sellem’in yaşayan sünnetidir. Kur’ân yaşayan bir kitaptır, çünkü ilk mü’mini Peygamber Efendimizin hayatını gergef gergef dokumuş, o hayat vesilesi ile başka sadırlara hidayet ve nur olmuştur. Kitap o en güzel insanın kalbine indiği için satırlarda kalmamış, âlemlere rahmet bir sadır inşa etmiştir. Kur’ân, baharı olduğu bu sadırdan diğer sadırlara yürümüş ve kıyamete kadar sürecek bir sürgünün filizi olmuştur.

Kur’ân hak, hakikat ve kurtuluştur. Onunla ülfetimiz ne kadar artarsa istifademiz o kadar artar, inkişafımız da o denli seri olur. Bu yüzden onunla her gün buluşacağımız ve mânevî rızkımızı talep edeceğiz bir münasebet kurmamız şarttır. Bu münasebeti kurarken Peygamberimiz Efendimizin onunla kurmuş olduğu istisnai münasebeti örnek almak zorundayız. Bu idrakin salt zihnî bir çabaya mütevakkıf olduğunu düşünmek, “Kur’ân bize yeter” diyenlerin düştüğü hataya düşmek olur. Peygamber Efendimiz ile kalbi bir irtibat kurmadan, sevmeden, sevilmeden ve sevgiye erdirecek amelleri artırmadan Kur’ân’dan istifademizi artıramayız.

Kur’ân’dan nasip yolculuğunda bu nasibin ilk indiği insanın hayat tarzı, ahlâkı ve hadislerinin belirleyiciliği hiç bitmeyecek. Allah’ı ve Kur’an’ı tanımak şerefi En Güzel İnsan’a inanmak ve O’na tabi olmak şartına bağlanmıştır. Kur’ân’la rüşde ermek, her ayetin tek tek gönlüne inmesini isteyenler O’nu bize getiren insana inanmak, O’nun ahlâkıyla ahlâklanmak, O’nu her şeyden daha çok sevmek ve O’nun kaderinden hisse almak zorundadırlar, çünkü O’nun her hali, hareketi ve sözü Kur’an’ın hedeflediği ve insanlığın önüne ufuk olarak koyduğu bir hayatın tezahürüdür. Peygamberimizle başlayan ve O’nunla yürüdüğümüz her iş bizi Kur’ân’a taşır. Kur’ân gönlümüze sünnetle iner. Peygamberimizi yok sayarak başlayan her işin bizi götüreceği yerden ve âkıbetten Allah’a sığınırız.

Yeni dönemde abone olan okuyucularımıza işte bu duygu ve düşüncelerle, Kur’ân ile ülfetimizi artıracak, bizi o ilk hayatın bereketli iklimi ile buluşturacak bir kitap hediye ediyoruz. Prof. Dr. Ömer Çelik hocamızın kaleme aldığı “Nüzûl Sebeplerine Göre Kur’ân-ı Kerimden Hayatımıza Ölçüler” isimli hediyemiz, muhtaç olduğumuz insan tipinin koordinatlarını ortaya koyan güzel bir eserdir. Okuyun, okutun, hediye edin. Kur’ân hizmetine hız ve omuz verecek bu çaba hepimizin muhtaç olduğu bir dirilişin vesilesi olsun. Sizleri dergimizle baş başa bırakıyor, bir sonraki sayımızda tekrar buluşmayı temenni ediyoruz. Allah’a emanet olunuz.

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle