Kur’ân okur ve kımıldamadan dikkatle dinlerken,7 Cumaları pür dikkat hutbeye kulak verip iki rekatlı bir namazın tahiyye oturuşundaki gibi yaşadığımız sessizlik, sükûnet (hareketsizlik)8 ve kalbe yönelişte de hep bir tür murâkabe halindeyizdir. O hal içindeyken Abdülkadir Geylanî’nin (ks) dediği gibi Allah’a (cc) yakınken kulun dili, duası ve zikri yoktur. Dua, zikir ve konuşma Allah’a (cc) uzaklık durumundayken söz konusudur.
Genel olarak bilindiği üzere teori pratikle beraber yürümezse ele alınan konular kolayca anlaşılamaz. İkisi birbirini tamamlar.1 İşte bu ve sonraki yazılarımızda bu kaygıyla hareket ederek “...
Dergi yazılarını okumak için abonelik gerekmektedir!
YORUMLAR