Ne güzeldir ki, yağmura “rahmet” deriz. Yağmur yağarken rahmet yağıyor derdi dedelerimiz. Diyeceğim o ki, yağmur rahmetin cisimleşmiş hali gibidir; rahmet heykeli gibidir her damla. Bir düşün, rahmetin heykelini yapmaya kalksaydık nasıl bir şey yapardık… Öyle bronzdan yahut taştan olmamalı o heykel; çünkü bronz da taş da meydan okur gibi durur insana. “Hadi oradan!” dercesine tepeden bakar sana. Yanaştırmaz kendine. Ama rahmet öyle değil. İçindedir o; içinin de içinde. Sırılsıklam sarmış seni. Kanında, terinde, gözünde, yüzünde. Yağmura bir bak; kıpır kıpır, şıpıl şıpıl yanında yörende.
Ne güzeldir ki, yağmura “rahmet” deriz. Yağmur yağarken rahmet yağıyor derdi dedelerimiz. Diyeceğim o ki, yağmur rahmetin cisimleşmiş hali gibidir; rahmet heykeli gibidir her dam...
Dergi yazılarını okumak için abonelik gerekmektedir!
YORUMLAR