Her birimiz fildişi kulelerimizde kendimizle, eşimizle, çocuklarımızla lüks hayatın peşinden koşarken, “Yoğunuz!” diyerek hâne kapılarımızı kapatırken, farkında olmadan gönül kapılarımızı da kapatmıştık. Hızla geçen zamanlarda, evlerimiz lüksleşti, çocuklarımız büyüyüp meslek sahibi oldu, ama istek ve arzuların sonu hiç gelmediği için yüreklerimiz çölleşti, heyecanlarımız kurudu.
Lüküs hayat, lüküs hayat Bak keyfine, yan gel de yat Ne ömür şey, oh ne rahat Yoktur eşin lüküs hayat. İlk kez 1933’te yazılan, ama 1985 yılında İstanbul Şehir Tiyatroları’yla tanıştığım...
Dergi yazılarını okumak için abonelik gerekmektedir!
YORUMLAR