Cenâb-ı Hakk’ın kimsenin yardımına ihtiyaç duymayacağı apaçıkça bir gerçek olduğu için “Allah’a yardım”dan maksadın Allah’ın dinine, peygamberine ve dostlarına yardım olduğu kolaylıkla anlaşılabilir. Bu yardım, öncelikle gönül âlemimizi her türlü ger
Allah Teâlâ insanları bilenler ve bilmeyenler ile soranlar ve cevaplayanlar şeklinde bir tarafta işin uzmanı ve bilirkişisi olan kimseler diğer tarafta ise öğrenmesi ve amel etmesi için sorması gerekenler olarak iki kısımda yaratmıştır. Bu durum sade...
Gönül ancak mamur olunca dergâh olur. Bu ise “lâ süpürgesi” ile kalpteki havâtırı kovmakla mümkündür. Hakk’tan başka hiçbir şeye yer kalmadığında orası Çalab’ın tahtı olur. Gönül değerini o vakit bulur. Kelâm-ı kibârda söylendiği gibi “şerefü’l-mekân
Varlık sebebini yüce Rabbine adamış büyük ruhlu insanlar, her dâim kendilerinden önce, insanların ve yaratılmış diğer canlıların dertlerini kendi dertlerinden öne koyarak yaşayan insanlardır. Nebevî dâvetin her dönem temsilcisi olan bu büyük zatlar y...
Gönül, mânâda insanın ta kendisidir. Gönüldeki güzellikler her şeyi aşar. Gönülden teslimi-yetin muhabbeti doğduğu zaman, gönlü kendi nurundan feyz alır ve şevkle aşkla yansımaya başlar. Gönül sonsuz cesaret sahibidir. Gönlün zenginliği bütün zorlukl
Hakikat-i Muhammediyye’yi var eden ve onun nurundan bütün âlemi var kılan Cenab-ı Allah bizlere âfâkta ve enfüste (nefislerimizde) delillerini göstereceğini ferman buyurmuş (Fussilet Suresi 53), insana şah damarından daha yakın olduğunu beyan etmişti...
Uluslararası Adalet Divanı yapısı ve yetkilerinin kapsamı gereği gerçek kişileri yargılama ve haklarında mahkûmiyet kararı tesis etmeye yetkili değildir. Divan sadece BM Soykırım Sözleşmesine taraf devletlerin bu sözleşme hükümlerine uyup uymadıkları
Derken, ön tekerin küçük bir taşa takılmasıyla arabadaki meyveler altüst oluverdi. Bazısı yere dökülürken radyonun da sesi kesildi bir anlık. Telaşla dökülen meyveleri yakalamaya çalışıyordu ki fotoğrafa sığdıramadığım tüm sesler ve ekmek kokusu kayb
İslam ahlakında fayda reddedilmemiş, gaye yerine iyi’ye ulaştıran bir vesile olarak gösterilmiştir. Faydanın vesile olması önemlidir. Müslüman dünyevi haz ve arzulara değer vermekten kaçınır. Övülmek, dünyalık elde etmek vb. beklentilerle iş yapanlar
Veli Efendi, Hocaya sormuş: “Bir aylık hizmetine ne istersin.” “Beyefendi mürüvvete endâze olmaz. Öyle şey olur mu, siz ne verirseniz ben kabûl ederim.” Veli Efendi: “O zaman beni dinle. Benim paşa gönlüm isterse elli altın veririm, yüz altın veririm
