Vefâ mı Kaldı?
“Ahde vefâ” her ne kadar es geçilse de toplumun düzeni için olmazsa olmazlardandır. Umursamadan, ânı kurtarmanın telaşıyla verilen sözler, sosyal münasebetlere ket vurmaktadır. Oysa müslüman, sözünden emin olunandır.
“Ahde vefâ” her ne kadar es geçilse de toplumun düzeni için olmazsa olmazlardandır. Umursamadan, ânı kurtarmanın telaşıyla verilen sözler, sosyal münasebetlere ket vurmaktadır. Oysa müslüman, sözünden emin olunandır.
Büyük âriflerimizden Aziz Mahmud Hüdayi bir şiirine “Yâr ile ettiğin ahdi unutma/Gel gönül, dost illerine gidelim” mısralarıyla başlar. “Ahid” kelime olarak, kesin söz verme, bir şeyi taahhüt etme, bir konuda karşılıklı antlaşma yapmak demektir. Bir ...
Mü’min sadakatinin günümüzdeki temsilcileri Gazze’de sırasını bekleyenlerdir. Onlar yaklaşık bir asır önce Çanakkale’de, beş asır önce İstanbul önlerinde, on asır önce Malazgirt’te ve on beş asır önce Yermük’te canını vermek için sırasını bekleyenler
İnsanlar, açıktan açığa günahları, dinin yasakladığı haramları işleyecek olurlarsa, onu gören herkesin bütün gücüyle o günahı engellemeye çalışması farzdır. Eğer buna ses çıkarmayacak olurlarsa, hepsi de isyankâr olurlar. Birisi, o günah fiili işlem
Peygamberimiz ve ashâbı birçok defa yahudilerin ihanetlerine uğradılar. Medîne’de Peygamber Efendimiz’e sihir yaptılar (Buhârî, Tıbb, 47, 49; Edeb, 56; Müslim, Selâm, 43). Hayber fethinden sonra zehirli et yedirdiler. Rasûlullah (s.a.v) vefatı esnası
Yeniçerilerin ağzından düşürmediği Kızıl Elma, yüzyıllar boyunca fethin ülküsü hâlini almıştır. Kızıl Elma, bir zamanlar hadis-i şerîf ile fethi müjdelenen Konstantiniyye olmuş, başka bir zaman Roma. Gaza ehl-i olan ecdad, hangi beldenin fethine nâil
Ahmed Gazzî’nin terbiyesiyle özel ilgilenen Niyâzî-i Mısrî, bir yıl gibi kısa bir sürede bu iştiyaklı dervişinin terbiyesini tamamlatarak Ulucami’de yapılan bir törenin ardından kendisine hilafet vererek “Mısrî gurûb edip Şeyh Ahmed tulû etti. Beni i
7 Ekim’de Gazze’de başlayan süreç bir milattır ve tarih artık bunu Gazze’den önce ve sonra diye taksim edecektir. Geriye dönüş mümkün değildir. O halde “Eski hal muhâl. Ya yeni hal; ya izmihlâl.” diyerek meseleye bakmak; hayatımızı bu çerçevede düzen
Allah bizi modern toplumların duyarsızlıklarına gömülmekten korusun. Cehalet ve vurdumduymazlık duyarsızlığa yol açar, duyarsızlık gafleti doğurur ve bu böylece sonsuza kadar gider. Böylece kendimizi ahlâkî çöküşümüzün harabelerinin ortasına atmış ol
İnsan hazinenin üzerinde oturur da hazine olduğunu bilmez. Güzel bir hayatı vardır ama kaybetmeden anlamaz değerini. Eşi hazinesidir ama o, bunu kör kuyusu, bitmeyen sınavı gibi yaşar. Bazen de sevdiğini bile söyleyemeden, gönlünü hoş etmeyi bir kez