Karakterini bildiğimiz için tam anlamıyla güvendiğimiz insanlar vardır. Güzel konuşmayı bilseler de bilmeseler de, insan ilişkileri tekniklerine sahip olsalar da olmasalar da, onlara güveniriz ve onlarla başarılı bir biçimde çalışırız."
Toplumun temel birimi olarak aileyi çevreleyen evlerin, ailelerin birbiriyle düzenlenmiş münasebetlerinin bütünü olan mahallelerin yerine, teknokratların insanlardan kopuk olarak belirlediği tarzda meydana getirilen apartman bloklarına insanları yerl
Gençlerin sürekli olarak günaha teşvik edildiği bir devirde, kötü alışkanlıklar edinmekten ve günahlardan kaçınarak ibadetlere yönelen bir genç, Hak katında elbette emsallerinden üstündür. Tabi bunun için lafta değil özde îman şarttır. Bu îmanın ölçü
“Size, Allâh’ın hataları silip süpüreceği ve dereceleri yükselteceği bir şeyi haber vereyim mi? Her türlü zorluklara karşı abdesti güzelce almak, mescitlere giderken adımları artırmak, bir namazı kıldıktan sonra diğer bir namazı beklemek... İşte bu,
Tavaf ve sa’yda âdeta bir tanıtımını gördüğümüz “mahşer provasının” en muazzam sahnelerine Arafat’ta şâhit oluruz. Kefene benzeyen ihramlarıyla milyonlarca müslümanın arasına karışmamız, mahşer meydanını ve tek başına vereceğimiz hesabımızı tefekkür
Milletlerin mizaç ve tabiatları yahut tutum ve davranışlarında da iklim ve coğrafya büyük rol oynar. Sahil tipi, nehir tipi, ova tipi, dağ tipi insan grupları vardır İbn-i Haldun’a göre… Deniz kenarında yaşayan insanların denizin hafifletici tesiriyl
Basra’da yaşamış zâhidelerden olan Amre Hatun, aslen İranlı olan meşhur sûfî Habîb el-Acemî -kuddise sirruh-’un hanımıdır. Evlenmeden önceki hayatında da ibadete düşkün olan Amre Hanım, vaktinin çoğunu ilme ve tâate ayırırdı. Habîb el-Acemî, evliliğ...
Uzun yaz günlerine denk gelen üç aylar ve Ramazan mevsiminde herkes uzman kesilir, bir anda medyayı “Bu uzun günlerde oruç tutulursa şöyle olur-böyle olur; filan gruplar, aman dikkat oruç geliyor!” ikazları sarardı. Son yıllarda yapılan bilimsel çalı
“İnşa”; kurmak, yapmak mânâsına gelen bir kelime. Yalnızca bir evle ilgili konuşurken değil, bir fikirle, bir şiirle, bir niyetle ilgili konuşurken de kullanılabilir. Zaten herhangi bir hareketin evveli, niyetin, yani gâyenin, hedefin, maksadın “inşa
Sâkin insanlardır, Araplar… Sünnet-i Seniyye’ye çok bağlıdırlar. Meselâ birçok Türk, Mescid’de Arapları görür; “Bunlar sünnet namaz kılmıyor!” diye kınarlar. Ama Peygamber Efendimiz sünnet namazları evinde kıldığı için, onlar da sünneti evlerinde kıl
