Yapay zekânın oluşturduğu yeni bir desen çalışması, primat beynine tuhaf şeyler yapıyor.
Yapay zekâ tarafından tasarlanan bazı görüntüler makak türü maymunlara gösterildi. Maymunların beyinlerindeki bazı sinir hücreleri yapay zekâ tarafından oluşturulan bu görüntülere gerçek dünyadaki nesnelerin görüntülerin daha fazla tepki verdi. Yapay zekâ ayrıca belirli nöronları susturup yine belirli nöronları aktive eden desenler tasarlayabiliyor.
Görüntüleri kullanarak nöral aktivite üzerindeki bu benzeri görülmemiş kontrol, yeni tür sinirbilim deneylerinin veya zihinsel bozukluklar için tedavilerin önünü açabilir. Yapay zekânın primat beynini bu şekilde kontrol edebilmesi aynı zamanda beyin işlevlerini nasıl taklit edebileceklerine dair bazı fikirler verebilir.
Geliştirilen bu yeni yapay zekâ, beyinde görme ile ilgili sinirsel bir yol olan ventral akış baz alınarak modellenmiş yapay bir sinir ağıdır. Yapay zekâ yaklaşık 1.3 milyon resimden oluşan bir kütüphaneyi inceleyerek “görmeyi” öğrendi. Araştırmacılar daha sonra yapay zekâya beyindeki belirli ventral akım nöronlarını etkileyecek resimler tasarlaması talimatını verdi.
Herhangi bir görüntüyü izlemek, beyinde bir tür sinirsel aktiviteyi tetikler. MIT'den sinirbilimci Kohitij Kar ve meslektaşları, yapay zekâ tarafından kasıtlı olarak tasarlanmış görüntülerin, belirli sinirsel tepkileri tetikleyip tetikleyemeyeceğini görmek istedi. Araştırmacılar bu görüntüleri, nöron izleme mikroelektrotları ile donatılmış üç maymuna gösterdiler. Maymunların nöronlarının önemli bir bölümü bu oluşturulan desenlere oldukça güçlü tepki gösterdi. Diğer bir çalışmada da ekip bu teknoloji ile bazı nöronları baskılayabilmeyi başardı.
Bu tür bir gelişme ile araştırmacılar, beyinde farklı nöronların nelerden sorumlu olduğunu daha kolay öğrenebilir. Normalde bunu yapmak için beyne bazı elektrotların yapıştırılması gerekiyor. Bu ise daha karmaşık ve zahmetli bir yol.
MIT’de hesaplamalı nöroloji üzerine çalışan Pouya Bashivan, bu tür bir teknolojinin, insanların mevsimsel duygudurum bozukluğunu yatıştırmak için ışık terapi kutularının kullanılması veya sakinleşmek için huzurlu doğa manzaralarına bakmalarına benzer şekilde travma sonrası stres bozukluğu, kaygı veya “ruh hali ile ilgisi olabilecek herhangi bir şey” gibi zihinsel sağlık sorunları için yeni tedavilere kapı aralayabileceğini söylüyor. İnsanlar bir gün bir yapay zekânın, ruh hallerini değiştirmek için özel olarak hazırladığı görüntülere bakarak kendilerini yatıştırılabilir.
Bu deneyler sadece nöronları manipüle etmek için yeni bir teknik değil, aynı zamanda yapay zekânnın doğasına dair yeni bir anlayış da sağlıyor. Yapay sinir ağları, sinirbilimcilerin ventral akımın en iyi bilgisayar modelleridir. Bu bilgisayar programlarındaki sanal nöronlar, biyolojik olanlara benzer bir mimaride düzenlenmiştir ve bu yapay zekâlar, fotoğraflardaki nesneleri tanımakta harikadır.
Johns Hopkins Üniversitesi'nden Ed Connor: “Maymun nöronlarının yapay zeka tarafından oluşturulan görüntülere tıpkı yapay zekanın amaçladığı gibi tepki vermesi, bu bilgisayar programının görsel bilgiyi gerçekten de primat beynine benzer bir şekilde anladığını gösteriyor.” diyor.
Yapay sinir ağları beyni yakından taklit edecek şekilde gerçekten "görüyorsa", bu yapay zekâ programlarını incelemek bilim adamlarının insanın nasıl görebildiğini daha iyi anlamalarına yardımcı olabilir. Geleceğin araştırmacıları, maymunları ve fareleri bırakıp bunun yerine yapay zekâların içindeki sinirsel gelişmeleri araştırabilir.
Connor, bu tür sanal nöronlar üzerinde deney yapmak, "beynin daha önce olmadığı şekilde, tamamen erişilebilir bir sistem üzerinde istediğiniz herhangi bir rüya deneyini yapmanıza izin verebilir" diyor
Geliştirilen teknoloji ile var olan ilişkimizi ve bu ilişkinin sonuçlarını düşündüğümüzde tüm bu gelişmelerin nasıl bir yere evrileceğini ve sonuçlarının ne olacağını daha iyi düşünmek gerekiyor. Bu tür çalışmalar beyni tek başına ele alıyor ancak beynimiz ruhumuzdan veya kalbimizden tamamen bağımsız mı? Temel noktadaki kabulleri yanlış olan her çalışma en iyi ihtimalle eksik sonuçlar doğuruyor. Ayrıca salt olarak beyni daha iyi anladığımızda insanı da daha iyi anlamış olacak mıyız?. Kadim Yunan hikmeti insana “Kendini Bil” demiş, İslam ise “Kendini bilen Rabbini bilir” diyerek bu hikmeti daha güzel ve asli bir boyuta taşıyor. Peki, insanı bu şekilde anlama/bilme çalışmaları bizi olduğumuzdan daha iyi, doğru ve güzel bir noktaya taşıyabilecek mi?
Kaynaklar:
Maria Temming, https://www.sciencenews.org/article/artificial-intelligence-art-monkey-neurons , Erişim:1.09.2021
YORUMLAR